Yalın Düşünce Nedir ?

     Yalın düşüncenin ne olduğuyla ilgili olarak başladığımızda bunun tanımı Yalın kavramlar sözlüğü kitabında yapıldığı şekilde şöyledir; 1996’da yöneticilere yol göstermek amacıyla Dünyayı Değiştiren Makina’nın yazarları James P. Womack ve Daniel Jones tarafından ortaya atılmış 5 temel prensipten ve 3 temel değerden oluşan bir düşünce sistemidir.

Yalın düşüncenin kökleri bir otomotiv üreticisi olan Totoyaya  yani TPS olarak adlandırılan Toyota üretim sistemine dayanmaktadır.

Her ne kadar kökleri otomotiv sektöründen gelen bir yaklaşım olsa da yalın kavramıyla birlikte bu sistem çok farklı endüstrilerde ve hizmet üreten işletmelerde de uygulanabilir bir yaklaşım haline gelmiştir.

Yalın düşünce değer, değerin akışı, sürekli akış, çekme ve mükemmellik şeklinde beş temel  prensip üzerine kuruludur.

Yalın düşünce kesinlikle basit bir iyileştirme sistemi veya şirketlerin sadece maliyetlerini azaltmak amacıyla kullanabilecekleri bir sistem değildir. Bunlardan çok daha fazlasıdır. Şirketlerin tüm paydaşlarıyla birlikte bir bütün olarak sürekli gelişimini bir kültür haline getirmesini sağlayan, temelinde insana saygı ve insan gelişimini barındıran ve hedefinde mükemmele ulaşmak olan bir felsefedir.

Yalın düşüncenin amacı ilk olarak müşteri gözüyle değerin tanımlanmasıdır. Sonrasında ise  tanımlanan bu değerin oluşumunun ilk noktasından başlayarak müşteriye ulaşımına kadarki süreçte tüm israflardan arınmış olarak kesintisiz bir şekilde müşteriye mükemmel değer olarak sunulmasını amaçlamaktadır. Müşterilerimize mükemmel değeri sunmanın en temel unsuru tüm değer zincirini bir bütün olarak değerlendirmekle başlar.

Yalın düşünce temmelli bakış açısında müşterinin fazladan para ödemek istemeyeceği her şey israf olarak tanımlanır. İşte bu noktada yalın düşünce temelli bakış açısı ile israflar ortadan kaldırılarak mükemmel değeri ortaya çıkartmak için çalışmalara başlıyoruz.

DEĞER

     Yalın düşüncenin beş temel unsurundan ilki değer kavramıdır yani ilk olarak değerin ne olduğunu tanımlamamız gerekmektedir. Üretilen bir mal veya hizmetin değerini müşteri belirler. Değeri üretenler ise şirketlerdir. Bu nedenle şirketlerin değeri tam ve doğru bir şekilde tanımlayabilmeleri için müşteri perspektiflerinden bakmaları gerekmektedir. Değerin doğru tanımlanabilmesi için ise müşteri beklentileri doğru analiz edilmelidir. Müşterinin parasını ödemeye katlanabileceği her unsur değer demektir.

DEĞER AKIŞI

     İkinci temel unsur ise değerin akışıdır. Müşteri gözünden tanımlanan değer ürün veya hizmeti oluşturmaya başlayan ilk noktadan müşteriye teslim noktasına kadar akmalıdır. Bir fabrikada üretilen ürün için değerin akışını örneklersek fabrikaya giren hammadde süreci ile başlar, tüm prosesleri içerisine alır ve sevkiyattan müşteriye teslim anına kadarki süreci kapsamaktadır. Bu süreci incelediğimizde içerisinde stoklar, hatalı malzemeler, fazladan gereksiz işlemler, duruşlar vb… gibi müşterinin fazladan para ödemeyi kabul etmeyeceği bir çok israf bulunmaktadır. Yalın düşünceyle amacımız bu israfları ortadan kaldırarak hızlı bir şekilde değerin müşteriye akmasını sağlamaktır.

SÜREKLİ AKIŞ

     Yalın düşünce içerisindeki üçüncü temel unsur ise sürekli akıştır. Değerin sürekli akışı sağlanarak müşterinin istediği ürün yada hizmet, istediği zamanda, istediği miktarda ve istediği fiyatta teslim edilebilmelidir.sürekli akış ile israflar görülebilir hale gelecektir. Görülebilir hale gelen her israf iyileştirme için bir fırsat haline dönüşecektir. Sürekli akış herhangi bir sebeple durduğunda bu tüm sistemi durduracağı için herkesin problemi ortadan kaldırıp tekrar akışı sağlamak amacıyla hızlı bir şekilde müdahale etmesini zorunlu kılacaktır.

ÇEKME

     Yalın Düşünce’ nin dördüncü ilkesi ise çekmedir. Çekme ilkesi değerin müşteri tarafından değerin oluşturulduğu kaynaktan çekilmesini öngörür. Çekme sistemini tetikleyen müşteri talebidir yani nihai müşterinin belli bir ürün için yaptığı taleple başlar, ürün müşteriye ulaşana kadar geçen tüm aşamaları geriye doğru izleyip her aşamanın bir öncekinden talep etmesiyle üretimi başlatmak şeklinde uygulanır. Böylece ortada stoklar olmaz, fazladan gereksiz üretim yapılmaz, firelerin kaynaklarından birisi olan gereksiz ürün üretimi ortadan kalkar dolayısıyla fireler düşer, farklı ürün talepleri için esnek bir üretim yapısına kavuşuruz ve müşterinin değişen taleplerine hızlı bir şekilde cevap verebiliriz.

MÜKEMMELLİK

     Beşinci prensip ise ortaya çıkan problemi yok edip mükemmelliğe giden yolu gösterir. Şunu yaptığımızda yalın olacağız dersek asla olamayız çünkü daima daha iyisi vardır. O yüzden yalınlaşmak mükemmelliğe giden bitmeyen bir yolculuktur. Daha iyisini bulabildiğimiz ölçüde mükemmelliğe gidebiliriz. Gelişimin olmadığı yerde ise aynı yerde bile duramayız geriye doğru gideriz.